18 Ağustos 2011 Perşembe

Sen de mi Harry!'



Galler Prensi Harry, bir süredir birlikte olduğu model  Florence Brudenell-Bruce’dan ayrılmış. Gerekçesi ise, ilişkisi yüzünden kariyerine yeterince konsantre olamamasıymış! Bu konsantre olayında kızın iç çamaşırı ve bikini mankeni olması ne kadar etkili bilemeyeceğim ama bari sen yapma Harry!

Koskoca Prenssin, yarın öbür gün, babaannen göçüp gidince, tabii tahtı da götürmezse, kral olacaksın ve biz seni ucuz bahanelerin arkasına saklanan sıradan bir erkek olarak hatırlayacağız.

Cık, cık cık, olmadı, yakıştıramadım!

Prens olmasan, belki “sen benden daha iyilerine layıksın” falan da diyebilirdin, ama herhalde sen de durumun farkındasın ki böyle bir cümle zikretmemişsin.

Buna da şükür!

Yani üzerine bin tane film yapıldı, bin yıldır da geyiği döner ama erkek erkek olmaktan vazgeçmiyor anacığım.

Prens olsa bile!

Filmlerde kötü adamlar vardır ya, sonra mutlaka filmin bir yerinde karakterin “ben böyle değildim, yaşarken oldum”  açıklamasını etkili biçimde anlatan geri dönüşler verilir. Biz de hemen, “aman, kız yazık, bak adam çocukluğunda babası tarafından odunla dövüldüğü için şimdi kadınlara böyle davranıyor” der, acır, bağrımıza basarız. Ondan sonra ne yapsa görmez gözümüz, çünkü biliriz ki adamın sadomazomsu davranışlarının haklı bir nedeni vardır.

İşte erkeklerin de yaptığı bundan farklı değil. Yüz gün peşinden koşup, seni ikna etmek için neredeyse David Copperfield olur, havada uçar, ondan sonra aniden hevesi kaçıp sıkılınca, bunu oturup açık açık söyleyeceğine, kendini şekilden şekle sokar.

Öyle bir konuşma yapar ki, karşındaki Prens Harry de olsa, o an için sen kendini Kraliçe Elizabeth sanırsın.
Ama işte o an için…
Yok işime konsantre olamıyorum, yok kafam karışık, yok o, yok bu. Tabii bu arada sık sık “sorunun sende değil onda olduğunu” söylemeyi de ihmal etmez.

Adam yanından ayrılınca ilk yarım saat ne olduğunu anlayamazsın. Hatta dersin ki, “vay be, ben neymişim!”. Ondan sonra yavaş yavaş böyle bir seğirme, ufaktan bir ter basma falan başlar. Hah, işte senin kavrama noktan o an!
Geçmiş olsun!
Peki, ne yapmalı?
Baktın, adam başladı konuşmaya, hemen hatırla!
Kayıp Balık Nemo filminde, balıkları yememek için kendini sürekli telkin eden köpekbalığı ne diyordu:
“Onlar yemek değil, dost, onlar yemek değil dost”
Sen de, hiç durmadan tekrar et:
“Bunlar gerçek değil, yalan, bunlar gerçek değil yalan!”

        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder